14 Ağustos 2016 Pazar
MÜMİNLERDE HÜSNÜ NİYET VE SUİ NİYET
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Ey iman edenler,Eğer fasık bir kimse size bir haber getirirse,önce onu iyice araştırınki,bilmiyerek bir topluluğa sataşırsınızda,yaptığınızdan pişman olan kimseler olursunuz.(5/6),Bir kişinin fasık bir kişi olduğunu nasıl anlayabiliriz;Bir insanki açıkca günah işliyor ve işlediği günahlarlada öğünüyorsa ,bu kişiye fasık denir.Yani Allah'dan korkmaz,kuldan utanmaz,tamamen ardan hayadan sıyrılmış insan suretinde bir şeytan,İnsanları bir birilerine jurnallayan kişi veledi zinadır(imamı Gazeli.r.a.),iyi ve salih insanlar ise;İnsanların kusurlarını ve ayıplarını örterler ve görmemezlikten gelirler.Hiç bir zaman insanların ayıplarını ve kusurlarını ifşa etmezler .onların derdi kendi nefisleridir,kendi ayıplarını ve kusurlarını tamir etmekle meşgul olurlar.Bunların kimseye karşı bir düşmanlıkları ve kindarlıkları yoktur.
Zorluklarla karşılaştıklarında buda geçer yahu derler ve dünya gam ve kederini dert edinmezler.Toplum içindeki sayıları azdanda az olan bu salih insanlar çevreleriyle barışık olarak yaşarlar.Müminler ancak kardeştirler,öyle ise o iki kardeşiniz arasını düzeltin ve Allah'dan sakının ki merhamet olunasınız (5/10)
Hüsnü niyet,kişinin olaylar ve hadiselere iyimser gözle bakması,yaratılanı yaratandan dolayı höş görmesi,insanlar hakkında hased,fesad,kibir,gurur,kin,nefret gibi kalbinde kötü düşüncelere ve saplatılar olmaması.
Su i Niyet ise; hüsnü niyetin tam tersi,Kişinin Kalbinde diğer insanlara karşı kıskançlık,kin,haset,fesat ve düşmanlık beslemesi,Başkalarına gelen niğmetleri kıskanması.olarak açıklayabiliriz.
Rabbimiz Kuranı keriminde Müslümanları her zaman birlik olmaya devet etmiştir ve müslümanları nifakdan ve şikaktan sakındırmiştır.Resulallah efendimiz ise;Hadisi şeriflerinde;Mümin için,mümin,sağlam yapılmış bir binanın birbirine kuvvet veren elemanları gibidir(Buhari)buyurmaktadır.
Ey kardeş;Müslümanın her müşkülünü halledecek işte Kuran ayetleri ve hadisi şerifler,böylesine şaşmaz doğrular varken,müslümanlar bugün niçin şaşırmışlar,niçin her müslüman ülkesinde kan akıyor,neden ülkemizdede hiç bir kimse birbirine güvenemiyor ve birbirlerine sırtını dönüyor.
Resulallahdan bir kıssa anlatmak istiyorum;Bir gün resulallah efendimiz sahabe efendilerimizle bir arada iken,diyorki şimdi şu yoldan cennetlik birisi çıkıp gelecek ve nihayet sahabe efendilerimizden birisi çıka geliyor,ertesi günü yine Resulallah efendimiz yine aynı şekilde,şimdi şu yoldan cennetlik birisi gelecek diyor ve yine aynı sahabe efendimiz o yoldan gelerek Resulallah efendimizin sohbetine iştirak ediyor.Bu sahabe efendimizin hangi amali işleyerek cennetlik olduğunu merak eden bir başka genç sahabe efendimiz,cennetlik olan o sahabe efendimize diyorki,ben babamla dargınım babam eve gelmemi istemiyor beni misafir edersen sende birkaç gün misafir kalayım.,o cennetlik olan sahabe efendimiz peki bende misafir olarak kalabilirsin diyor.sonra birlikte evine gidiyorlar.evinde iki gün boyunca misafir olarak kalıyor.Nihayet evden ayrılırken diyorki,Ey falanca benim babamla bir problemim yoktu,Resulallah bize sen yanımıza gelmezden önce şimdi şu yoldan cennetlik birisi çıkıp gelecek demişti siz geldiniz bu olay iki kez tekerür etti bende sizin amelinizi merak ettiğim için evinde iki gün misafir olarak kaldım.Halbuki senin bizden fazlacada bir amel işlediğini'de şahid olmadım der.cennetlik olan o sahabe efendimiz'de gördüğün gibi benim yaptığım ameller bu kadar der.Nihayet misafir olarak kalan sahabe yanından ayrıp gitmek üzereyken,bir dakika der benim fazlaca bir amelim yok fakat benim kalbimde hiç bir müslümana karşı kin,hasad,fesad,düşmanlık,kıskançlık v.s.de bulunmaz der.O sahabe durumu anlamış olur.
İçinde Fesad,hased,kıskançlık,kin,nefret bulunmayan pırıl pırıl kandil gibi parlayan tertemiz bir kalp,işte cennetlik bir insan kalbi,
Günümüzde müslüman müslümana güvenemez olmuş,
kimiside müslümanların iyi niyetlerinden ve zaaflarından yararlanarak menfaat sağlamaya çalıştığı için insanların birbirlerine güvenleri sarsılmış,Herkes adete birbirine kuşku ile bakar hale gelmişler.Örneğin bir tanıdığımız canı sıtkın olduğu için veya dalgınlığı sebebiyle selam vermeden yanımızdan geçse hemen onu dosluk defterimizden siliyoruz,neden bana selam vermedi diye ona karşı kalbimizde bir buğuz oluşuyor,halbuki günümüz insanlarının o kadar çok meşguliyetleri varki,kafalar yorgun gönüller kırık halde kalabalıklar arasında yalnız yaşıyorlar adeta.Bu nedenle dostlarımızın kusurlarına musamaha ile bakmalıyız,en ufak bir ihmal sebebiyle selamı sabahı kesmemeliyiz.
Konumuza örnek teşkil etmesi açısından yaşadığım iki olaydan kısaca bahsetmek istiyorum:Sabah namazından sonra camiiden dönüşümde cadde üstünde bir apartmanın dördüncü katında oturan bir asker emeklisi yaşlı amca var,kendisi rahatsız olduğu için camiye gelemiyor,sadece cuma günleri cuma namazına arabayla ve akrabalarının yardımıyla gelebiyor.işte bu muhterem iştiyakla ve gür sesiyle her sabah namazı cammiden dönüşümüzde selam diye bağırıyor bende diğer komşular rahatsız olmasın diye biraz sessizce ve el işaretiyle selamına mukabelede bulunuyordum.Bu selamlaşma sabah namazları dönüşlerinde çok sık tekrar ediliyordu.Arasıra sabah namazına gelip benden önce çıkıp evine doğru daha hızlı yürüyen sağır vede dilsiz bir kardeşimiz vardı.Bir gün yine sabah namazı dönüşümüzde yaşlı amcanın oturduğu apartmanın önünden geçerken dördüncü kattan gür sesiyle o sağır ve dilsiz kardeşe selaam diye bağırdı fakat selamına karşılık veren yoktu çünki adam hem sağır ve hemde dilsizdi,bu kez yaşlı amca kızarak bu nasıl müslümanlık yahu sealam alınmazmı hiç diyerek.kızgınlığını belirti oysaki adam onun
selamını duymamıştı bile.İşte kardeşim biz müslümanlar olarak bir birimize karşı musamaha ve affedici olarak bakmalıyız ve davranmalıyız.Gerçek bir mümin dostumuzdan kolay kolay vazgeçmemeliyiz.Bakın nediyor Resulallah efendimiz,Din kardeşlerinizi çoğaltınız din kardeşlerinizin çoğalması ahirette kurtuluş ümidinizi artırır(mealen),Bu hadisi şerif ışığında bırakınız salih dostlarımızla küskünlük dargınlık gibi nedenlerle onlardan vazgeçmeyi,salih dostlarımızın sayısını her gün dahada artırmak için gayret göstermeliyiz.
Bir başka olay ise;Bir cuma günü cuma namazına gidiyorken telefonumun sesini kapatmıştım,nihayet cuma namazı çıkışında telefonun sesini açmayı unutmuşum.Tabiki evden akraba eş dost arayanlar olmuş,bir arkadaşım beni aramış cevap vermediğim için bana küsmüş ben ona bazen mesaj filan gönderiyorum o hala beni arayıp sormuyor.Halbuki birisi size seslense sizde duyduğunuz halde maazeretsiz olarak duymamazlıktan gelseniz münafıklık alametidir..Keza telefonla birisi sizi arasa sizde müsait olduğunuz halde telefona cevap vermeseniz nifak alametidir.Bu nedenledirki müslüman müslümana üç günden fazla küs kalmamalı.Amellerin en hayırlısı Allah için sevmek ve Allah için buğuzetmektir.
İnsanlarla olan diyaloğumuzda ölçümüz Allah rızası olmalıdır.
Nefsimize ve şeytanımıza göre değilde Kuran ve sünette göre hareket etmeliyiz.Yine son söz olarak kuranı kerimimizi dinleyelim''İhtilafa düşmeyin;sonra cesaretiniz kırılır,kuvvetinizde elden gider.
(Enfal suresi:46)..SELAM...VE DUA İLE
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Tam zamanin derdine sifa olacak bir yazi. Allah istifade ermeyi nasip etsin bizlerede. Allah razi olsun
YanıtlaSil