15 Şubat 2014 Cumartesi

şeytanın bazı vartaları

             BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM                                                                                                                                                                      Şeytan; benlik ve enaniyet davası güden,kibrin,küfrün, isyanın ve her türlü kötülüğün kaynağı ve sembolü olmuştur,Allah(c.c.) bu vasıfları sebebiyle şeytanı huzurdan kovmuş ve onu naletlemiştir.Melaikeler ise; teslimin itaatin ve takvanın ve ilhamın sembolu olmuşlardır,Çoğu kez insan gönlüne gelen düşüncelerin ilhammı yoksa ilkamı olduğunu anlayamaz bu yüzden şeytan çoğu kez insanları vartaya düşürür.Mesela Geçmişine Tevbe ederek;namaz kılmağa ilk başlayan bir insandan rabbimiz çok memnun olur,bu hususu açıklamak için bir misal vermek gerekirse;bir savaş sonucunda ortalık hercü merc iken bir annenin savaş esnasında kaybolan küçük cocuğunu bulmak için sağa sola telaş içinde koşturmaktadır (peygamber efendimiz zamınında savaşa istek üzerine kadınlarda iştirak ederdi, kadınlar yemek,temizlik işleri  ve yaralılarla ilgilenirlerdi) işte böyle bir savaş sonucunda esir düşen bir kadın esirler arasında çocuğunu aramaktadır,nihayet cocuğunu bulan kadın çocuğunu şefkatle ve hasretle öyle bağrına basarki  onları izleyen peygamber efendimizin ve yanında bulunan sahabe efendilerimizin dikkatini çekiyor.Peygamber efendimiz yanında bulunan sahabe efendilerimize; işte Allah(c.c) kullarına bu kadının çocuğuna olan şefkatinden daha merhametlidir,daha şefkatlidir.der. işte kullarına bu denli şefkatli olan rabbimiz bir kulunun gafletten sıyrılıp nefsini ve şeytanını yenip Tevbekar olarak namaza başlamasından çok memnun olur ve onu teşvik için rüyasında bazı müjdeli bilgiler verilir,rüyayı sadıkasındaki haberler hep doğru çıkmağa başlar, bu durum bir süre böyle süredursun şeytanda boş durmaz şeytan hemen dogru yolda istikamet üzere yürümek istiyen kulu saptırmak için rüyalarına müdahele eder ve rüyalarını karışık hale getirir.işte kişi bu durumda tehlikeye çok yaklaşır kişi bazı güzel rüyalar görmesi sebebiyle kendini evliya sanır ve sanki allahın has kullarından olduğunu zanneder ve Bu durumda öyle bir hale gelirki günlük ibadetlerini allah rızası için değilde sadece güzel rüyalar görmek için yapmağa başladığı olur ve  çok azim bir şirk bataklığına düşer,..kendini diğer insanlardan yüksek görmeğe başlar,işte şeytanın insanı vartaya düşürdüğü ve ayağının kaydırdığı bir hilesi,oysaki yeni namaz kılmağa başlayan bir insan henüz yolun çok başındadır. Tabiri caiz ise onun gördüğü güzel rüyalar ve günlük hayattadaki bazı keremet vari tevafuklar, raslantılar.küçük çocukları teşvik için verilen şeker,balon veya değersiz bazı oyuncaklar mesabesindedir.(Mektubatı Rabbani).Zira istikamet üzere ibadetleriyle yürüyen bir kişiyi cenabı hak onu cellalli ve cemalli isimleriyle tam denemedikçe,onu seçmez.zira celalli tecelliler cemalli tecellilerden daha fazla insanı allaha yaklaştırır.yani Allah(c.c)bir kulunu belalar ve nüsubetleriyle dener.Bu denemeler nasılki,kalp amaliyatı ile apadisit amaliyatı bir olmadığı gibi,kişiye göre farklı farklı olur.Bazende menevi olarak terakki eden müslümana, zalim kişi veya kişiler veya münafıklar musallat olmuşlardır.Onlardan gelen dedi kodu haset fesat,iftira,fitne her neyse gelen bela ve nüsubetlere sabretmekle günahlarının bir çoğundan halas olur.Manevi olarak yükselen her müslüman,bir çok nüsübetlre mutlaka maaruz kalmışlardır.Bu kaderin bir cilvesidir.
Allah(c.c) adetullahındandır ki seçmek istediği kuluna halkı musallat eder.
Peygamber efendimiz bir hadisi şeriflerinde;bela ve nüsubetler en fazla peygamberlere sonra derecelerine göre Allahın  seçmiş olduğu veli kullarına gelir der. Bu nedenle dirki,Allahın veli kulları bela ve nüsubetleri rıza ile karşılamışlardır.ve şeytanla adete bir çok konuda meydan muhaberesine tutuşmuşlardır. Allahın da yardıdımıyla şeytanla olan mücadeleyi kazananlar zafere ulaşmışlar, kaybedenler ise şeytanın askeri ve oyuncağı olmuşlar,adete insan suretindeki şeytanlara dönüşmüşlerdir.   
     Şeytanın bir başka hilesi ise;kişiye biraz olsun dini bilgisi varsa.onu tamamen tüketip sıfırlayıp boşa çıkarmak için, Sen Allahın dinine hizmet etmelisin, insanlara vaazu nasihatda bulunmalısın herkes seni bilip tanısın ve dinlesinki bu şekilde hizmet edebilesin gibi telkinlerde bulunur. Kişi az çok bilgilerini insanlarla paylaşmağa başlar.ve biraz olsun insanlar ilgi göstermeğe başlayıncada; Hemen şeytan kişiye şöhret damarından girer ve kişiye derki,seningibi alim ne doğuda vardır nede batıda,senin gibisini daha analar hiç doğurmamıştır. Senin hiç kimseye tabi olmağa ve hiç kimseye birşey sormağada ihtiyacın yok,baksana herkes seni dinliyor. Herkes her konuyu sana sormalı gibi, kişiye öylesine bir enaniyet ve kibir duyguları yüklerki o kişi mahvu perşan olur. ve ayağı kayar gider.(Esteuzü billah).
         İmamı Azam Ebu Hanefi r.a.ha Ya imam sen ne çok şey biliyorsun, seninde bilmediğin bir şey varmı acaba demişler; hazreti imam efendimiz, Bilmediklerimi  üst üste koysam üstüne çıksam başım arşa değer demiş ve çok harika bir cevap vermiştir.karşılaştığım bir olay;çok gençlik yıllarımda henüz yeni memur. iken çalıştığım katta bir ağbey vardı her adımında besmele çekerdi,insanları irşat etmek için düşmüş olduğu maskaralıkları anlatmam yersiz olur. Yalnız şeytanın hilesine karşı  örnek olması için bir hareketinden bahsetmek istiyorum.Bu ağbey; Ramazan ayında baktım su içiyordu veya birşey yiyordu,ismiyle hitap ederek ağbey sen oruç tutmuyormusun dedim,yok ben oruç tutmuyorum, namazıda bıraktım.Çünkü haram olan herşey artık bana helal oldu demişti ve ben hayretler içinde kalmıştım.Zira hayatımda ilk defa böyle bir kişi ve davranışla karşılaşıyordum. (Rasulallah efendimiz ve onun şanlı eshabı ömrünün en son anlarına kadar namazlarını hiç bırakmamış). Ve o kişinin hanımı birgün daireye geldi, ağlayıp sızlıyordu, çoluk çocuk perşan eve para getirmiyor diyordu,bu kişinin her ay maaşını daireye gelip kendisini kandıran bir dilençi kadına verdiği söyleniyordu.İşte şeytanın maskarası ve vartası.Bu konuda bizlere yine en güzel örnek yine Rasulallah efendimizdir.Sahabe efendilerimizden birisi ben, hergün oruç tutacağım der.Bir başka sahabe efendimiz ben geceleri hiç uyumadan sürekli ibadet edeceğim der bir başka sahabe efendimiz ise hanımıyla hiç yatmadan ibadet edeceğini söylerler. Nihayet bu durumu Rasulallah efendimiz duyarlar o üç sahabesini çağırır ve derki(a.s.m) içinizde Allahdan en fazla korkan ben, olduğum halde; hem oruç tutarım hemde iftar ederim, (oruç tutmadığım gün olur) hem uyurum hemde eşlerimle yatarım sizlerde böyle yapın (mealen), o Sahabelerini uyarmış. 
       Bizim dinimiz en kıvamında vasat yoldur yani orta yoldur.Bizler yeterki Rasulallah efendimize uyalım,ifrat ve tefritten sakınalım.Bir Müslüman ömrünün sonuna kadar talebe gibi birşeyler öğrenme çabası içinde olmalıdır. Şeytanın başlıca silahlarını ise servet, şöhret, şehvet ve uzun emelli olmak v.s. teşkil etmektedir.bunlardan en çetini ise,   şöhrettir. yani makam sevgisi,yani firavunun söyledigi şu söz ben sizin en yüce rabbiniz değilmiyim. firavunun söylediği bu sözü,nefsini yenememiş her nefis adete söylemektedir birde makam ve mevki sahibi bir kişi ise işi dahada çetin bir hal almaktadır.Kişi isterki herkes kendisine tabi olsun,her kes kendisini dinlesin kendisi ise hiç kimseye tabi olmasın.Bir gün peygamber efendimiz H.Z. ebubekir efendimizle oturuyorken bir sahabe efendimiz yanlarına geliyor ve peygamber efendimize ya resulallah bu nasıl oluyorki, şeytan kafirlerden, ziyade müslümanlarla çok ugraşıyor diyor peygamber efendimiz o sahabeye bu sorunun cevabını ebu bekir versin diyor.H.Z.Ebu bekir efendimiz nasılki bir eve giren hırsız boş odalarla uğraşmaz, dolu odaların kapısını zorlar ve dolu odalarla meşgul olur ise,işte şeytanda kafir münafik ve fasıklardan ziyade müslümanlarla bu sebeple daha çok uğraşır, onları yoldan çıkarmak ister.İnsanın aklı  allah c.c.den ilham alır,nefsi ise şeytandan vehim,şüphe ve vesvese alır:ve çoğu kez insan ikisini karıştırır yani ilhammı veye vesvesemi olduğunu karıştırır. bunu anlamak için insanın gönlüne gelen şeyi şeriat ölçülerine vurması gerekir,eğer şeriata ve resulallahın sünneti seniyesine uygun ise ilham olduğunu anlayabiliriz,Kişinin Nefsini ve şeytanını yenebilmesi ve mücadele edebilmesi  içinde; Nefsinin ve Şeytanın isteklerinin tam tersini yapması gerekir. Ayrıca; islam düşmanı kafirlerin, münafıkların gerek giyim ve kuşam olarak ve  gerekse şeklen adetlerine ve geleneklerine tam muhalefet etmelisi gerekir.(yıl başı eğlence ve kutlamalrı, Yumurta tokuşturmak,Belden kuşaklı palto giyinmek,Şapka vurunmak.v.s) Bilim ve Sanayii ve teknolojiri dışında onları hiçbir şekilde taklit etmememiz ve onları dost edinmemeliyiz,ayrıca Günlerimizi Rabbimizin rızasına uygun şekilde planlamalıyız, İbedet ve zikrimizi ve takvamızı çoğaltmamız gerkir. Birde sabahları ve akşamları üçer kez ihlası şerife ve Felak ve Naas Surelerini okumalıyız.Şeytanın bir vartasıda,kişiyi ümitsizliğe düşürmek;şeytan insana bu kadar günahla sen adam olamazsın,sen nasıl olsa bu kadar günaghın altından kalkamazsın,kurtulamazsın,öyle ise istediğin gibi yaşamağa devam et.Gibi telkinlerle kişiye ümitsizlik ve yeis yükler.İşte şeytanın bu vartası sebebiyle bu gün insanımızın bir çoğu Dinini gönülden sevdiği halde onu yaşamaktan uzak kalıyor.Halbuki o kişi bilseki;Resülallah efendimiz bir hadisi şeriflerinde''Günahına tevbe eden hiç günah işlememiş gibidir''der.Bu hadisi şerifi bilen ve duyan kişi sanıyorum yanlış yoldan hamen dönerek islama sarılır.Çünkü;dünyayı isteyen islama sarılmalıdır ve dahi ahiretini isteyen yine islama sarılmalıdır.Çünkü islam dairesi içinde hiç bir kötülük yoktur,
islam dairesi dışında ise hiç bir nur yoktur.Bu nedenledirki islama göre yaşamaktan başka'da kurtuluş yolu yoktur.
    Kötülüğe karşı bile iyilik yaparak insanlardan gelecek belayı defetmek,Eüzü çekerek'de şeytandan gelecek olan vesvese ve kışkırtıyı kendinden uzaklaştırmak kuranın müminlere tavsiyesi arasında yer almıştır.(bk.müminun 23/96,98),Ancak Allah'a iman eden,ona dayanan ve güvenen mümünlere şeytanın zarar veremiyeceği ve onlara hükmünün geçmiyeceği iligili ayetlerde açıklanmıştır.(nahl.16/98,100)...............
                                                                   
                   ****  SELAM VE DUA İLE ****

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder