Bismillahirrahmanirahim
Allah (c.c) merhametinden ve şefkatinden insanları sıratı müstakim üzere doğru yola teşvik için ulül azm peygamberler ve kitaplar göndermiş insanların onurlu bir dünya hayatı ve sonsuz bir niğmet yurdu olan ahiret hayatına teşvik etmiştir. Yani Allahü teala en kıymetli varlık olan insanı yaratmış fakat insanıda başı boş bırakmamıştır. İnsanların iki cihan saadetleri için onlara rehber olan peygamberler ve kitaplar göndermiş,öyleki bir asırda birden fazla peygamberler geldiği olmuştur. Hz.Musa ile Hz. harun a.s, Hz.İbrahim ile Hz.lut as ve Hz. İsmail a.s. ve Hz. yakup a.s. ve Hz. yusuf a.s.Hz.İsa a.s.,Hz.Yahya a.s.ve Hz.Zekeriya a.s. gibi sözkonusu peygamberi zişan efendilerimiz ya ayrı ayrı kavimlerin irşadında veye bir birlerinin şeriatını güçlendirmek için veya rabbimiz neyi dilemiş ise onun için gönderilmişler Peygamber efendimiz Hz. Muhammad Mustafa sallallahü aleyhi ve sellem ise,hatemül enbiya yani en son peygamber olarak gönderilmiştir.Yine Rabbimiz rahmetinden resulallahın biz ümmetinede her Bin Yılın ve her yüz yılın başında bir müceddit alim göndermiştir.ne zamanki ümmetin başı sıkışsa, dara düşüp bir çıkmaza girse, Resulallahın soyundan bir imam gelmiş ve ümmeti irşad etmiş ve islama karışan bidatları büyük bir hassasiyetle temizlemiştir. ülkemizde hiçbir belde muhtarsız veya ilçesi kaymakamsız veya ili valisiz idare edilmezken hiç rabbimiz kullarını başı boş bırakırmı başı boşda bırakmamış zaten,Dünya işlerinde nasıki hiç kimse kendi kafasına göre ben kendime göre köy kuruyorum veye kendime göre kasaba il kurmak istiyorum deme hakkına sahip değil ise; manevi hayatdada hiç kimse kendi kafasına göre bir tarikat veya cemaat kurma hakkına sahip değildir.işte Resulallahın hadisi şerifleri ''imamlar ehli beytim soyundandır''ve yine bir hadisi şeriflerinde ''ümmetimin alimleri beni israil peygamberleri gibidir. der.Günümüzde müslümanlar içinde azda olsa bazı ehliyetsiz kişiler kendi şahsi görüşüne göre gruplar oluşturulmağa çalışılmaktadırlar. halkımızın bu insanlara kanmamaları gerekir,zira Resulallahın ümmeti üzerinde ondan izinsiz hiç kimsenin tasarruf hakkı yoktur.Rasulallah efendimiz yine bir hadisi şeriflerinde;kuranı kendi kafasına göre yorumlayan cehennemdeki yerini hazırlar. mealen, söylemiştir.sevgili peygamber efendimiz yine bir hadisi şeriflerinde;ehil ve yetkili olmayanın fetvası isabet ederse bir günah,eğer fetvası isabet etmez ise iki günahdır. demek suretiyle ehil olmayan herkesin kendi kafasına göre fetva vermesinide yasaklamıştır.Ehill ve fetva vermeye yetkili olanın ise,fetvası isabet etmez ise bir sevap,eğer fetvası isabet eder ise iki sevap kazanır demek suretiylede ehil olanlarında gerektiğinde fetva vermekten kaçınmamalarını teşvik etmiştir.Bir kimsenin islama göre fetva verebilmesi için ise diğer fıkıh, kelam,hadis v.s ilahiyat bilgilerinin yanında arapçayıda ana dili gibi bilmeside gerektiği bildirilmiştir.Daha doğrusu fetva müceddit alimlerin veye devletin yetkili kıldığı kimselerin işidir. Günümüzde nakşi olsun kadiri veya rufai tarikatlar hak tariklerdir. Ancak bu tarikatların bazı kollarından bazılarının ehliyetsiz ellere düşmesinden korkulur.bu konuda çok dikkatli olmak lazım.devrinin imamını tanımadan ölen bir kimsenin ise evliya bile olsa dahi ölümünden sonra kabrinde çok pişmanlık duyacağı belirtiliyor.Devrinin imamını tanımak çok önemlidir.Devrinin imamına tabi olan kişi caddei kübrada yani ana cadde de yürüyor demektir. zira devrin imamı müceddidi o devrin hastalıklarına göre gönderilmiş mütehasıs doktorlar gibidir.o devrin hastalıkları neler ise o hastalıklara göre reçeteleri vardır ve enfa ilaçlar tavsiye eder. işte devrimizin imamı da Bediüzzaman saidi nursidir r.a.dır günümüzde imanını kurtarmak isteyenlere risale i nur külliyatını okumaları tavsiye edilir.bir cemaate tabi olmak gerekirmi,gerekmezmi deniliyorsa,şunu söylemek lazım bir mahalle bakalının karı cirosu ile bir holdingin karı veya cirosu nasıki dağlar kadar farklılıklar gösterir işte cemaate tabi olmayan bir müslümanın manevi kazancı mahelle bakalı kadar kalır, cemaatlerde ise, çok azim sevaplar kazanılır.Bir misal daha vermek gerekirse Türkiye veye dünya çapında faaliyet gösteren bir cemaatin bir milyon üyesi var ise, o cemaate tabi olan bir milyon insanın hepsinin günlük ecir ve savapları hanelerine ayrı ayrı aynen yazılır. ve cemaat ehli olan bir kişi bir günde bir milyon kişinin kazandığı sevabı aynen kazanmış gibi olur. Ayrıca cemaate tabi olan bir kişinin ölümünden sonra bile ecri kesilmez cemaat sevabı kazanmağa devam eder. cemaate tabi olmak ayrıca ahirette kurtuluş ümidini artırır.
Resulallah bir hadisi şeriflerinde din kardeşlerinizi çoğaltınız,din kardeşlerinizin çoğalması ahiretde kurtuluş ümüdidir. diyor. binlerce selam o şanlı resule (allahümme salli ala seyidina Muhammedin abdike ve nebiyüke resulüke ve nebiyil ümmiyi) bundan daha azim bir kar olabilirmi::
SELAM VE DUA İLE
cok faydali bir paylSim olmus Allah razi olsu
YanıtlaSil