BİSMİLLAHİRRAHMENİRRAHİM
Allah sevgisi Her hayrın başıdır. öyle ise Rabbımızı nasıl
sevmeliyiz ve ona kendimizi nasıl sevdirmeliyiz;De ki Eğer Allahı
seviyorsanız bana uyun ki Allahda sizi sevsin.Öyle ise Allahı
sevebilmemiz için Resulallahın sözlerine hareket ve hallarine aynen
uymağa çalışmamız gerekir.En azından hafızamızda 40 hadisi şerif
ezberlemiş olmamız ve sahabe efendilerimizide en meşhur kıssalarıyla
tanımağa çalışmamız gerekir. Peygamber efendimiz benim hadislerimden 40
hadis ezberleyenlere ve onları başkalarına öğretme gayretinde olanlara
şefaatim haktır diyor.Yine başka bir hadisi şeriflerinde benim
sahabelerim yıldızlar gibidir onlardan hangisine uyarsanız doğru yolu
bulursunuz der.(Allahümme salli alaa seydina muhammedin abdüke ve
nebiyike ve rasülüke nebbiyyül ümmiyi) Rabbimiz,Ya musa benim için ne yaptın diyor.Musa (a.s.) Ya rabbi senin için oruç tuttum ,senin için namaz kıldım,senin rızan için sadaka verdim.Ya musa oruç senin için cehennemden kalkandır,namaz senin için burhandır.ya musa benim için ne yaptın.Ya rabbi senin rızan için ne yapmalıyım.Ya musa benim dostlarımı sevdinmi, düşmanlarıma buğuz ettinmi.İşte rabbimizin razı olacağı ameller, onun emrettiği farzllarını harfiyen yerine getirmeğe çalışmak, yasakladıklarından ve günahlardan kaçınmanın yanında,dostlarını sevip dost edinmeliyiz, düşmanlarınada en azından buğuz etmeliyiz.
Denilmiştirki;Sevdiğini Allah için seven ve sevmeiğinide Allah için sevmeyen,Verdiğini Allah için veren ve vermediğinide yine Allah için vermeyen bir kişinin imanı kemale ermiştir.
Allaha olan muhabettimiz onun bizlere olan ihsanlarını bildikçe sevgimiz daha çok artar.Rabimizin ihsanlarını saymaya kalksak bitiremeyiz.fakat rabimizin ihsanlarını görebilmek ve farkına varabilmek içinde ülfet perdesini yırtmalıyız.Ülfet perdesi rabimizin niğmetlerini tefekkür için en büyük engeldir ve gaflet perdesidir.peki ülfet nedemek:Ülfet sanki güneş kendi kendine doğuyormuş,ay keza öyle,meyve ve sebzeler kendi kendine toprakdan çıkıyormuş gibi,yağmur kendi kendine yağıyor, gece ve gündüz sıradan bir iş gibi v.s hayır hayır asla öyle değil bakınız Gözümüzü kulağımızı, ağzımızı burnumuzu ciğerlerimizi kalbimizi terbiye edip vucudumuzu bir damla meniden yaratan, etimizi kemiğimize dolayan vücut fabrikamızı tüm organlarıyla bir birine ve vücudumuza uygun bir şekilde yaratan,keze güneşi ve ayı ve diğer gök cisimlerinin tümünü bizim için terbiye edip muhteşem saltanatını gösteren rabbimizdir.Bizim için hayati önem taşıyan havayı ciğerlerimize göre terbiye edip ağızımızın hemen önüne koyan,ışığı gözümüze göre,gözümüzüde ışağa göre terbiye eden, sesleri kulağımıza göre kulağımızı seslere göre terbiye eden, dilimizi tadlara,tatlarıda dilimize göre terbiye eden odur.keza akar suları dünyaya yayan denizleri bir buhar kazanı gibi buharlarını havaya savuran,bulutlara yükleyip hayvanatı ve ağaçları ve bitkileri yağmurlarla sulayan onun rahmetidir. Yer altı sularını kayaları bir mahsen gibi kullanarak yeryüzüne dağıtan,keza evcil hayvanatı koyun keçi,inek ,tavuk,deve v.s bizim hizmetimize sunanda onun rahmetidir.Hasılı rabbimizin niğmetlerini saymakla bitiremeyiz. fakat rabbimizin bize en büyük niğmeti bizi yoktan.var etmesidir. Bizler ezeli değiliz fakat ebediyiz,yani ebede gidiyoruz. bir rus yazar,yok olmaktansa buzulların arasında yaşamaya razıyım diyor.
Üsdat bediüzzaman Saidi Nursi r.a. bir vakit nefsimden sordum; sana bir milyon sene ömür verilip sonra yok olmayımı istersin, yoksa meşakketli fakat sonsuz bir hayatmı istersin.
Nefsim birincisinden ah etti ikincisini ise isterim cehennemde olsa beka isterim dedi,diyor.İşte yaşamak ve var olmak böyle sonsuz bir niğmettir.işte sonsuz niğmet sonsuz bir şükür ve teşeekür ister. yokluk(Adem) sırf şerdir. varlık ise nur'dur. Ey kardeş;Allahı sevmenin enkısa ve selametli yolu ise Resulallahın sünnetine tabi olmakla mümkün olur,öyleki namaza niyet ederken bile bu farzı resulallahda kılmıştı bende onun gibi bu farzı kılıyorum gibi her halinde ona benzemek ve tabi olmakla mümkün olabilir.Birde insanların kalbini kırmakdan çok çekinmeliyiz.
zira kalp Allahın komşusu gibidir.komşu asi bile olsa himaye görür(İmama rabbani .r.a.) insan kalbi kırmanın küfre yakın günah olduğunu söylemişlerdir. Bir başka söz,Halk Allahın iyalidir.allaha en sevimli kulda Allahın iyaline iyilik edendir...Allahın rızası helal dairesinde kalmak kaydı ile halkına iyilik etmektir.Allah yumuşak huylu cana yakın bir kimsenin cehenneme girmesini haram kılmıştır(hadisi şerif)
Allah(c.c);Muhsinleri sever:Yani ihsan eden ve güzel davrananları sever.Güzel davranmaktan gaye ise,akrabalarına,diğer insanlara ve her türlü canlı mahlukatına karşı güzel ve şevkatli davrananları sever.
Allah(c.c):Tevbe eden ve temizlenenleri sever.Günahları ve isyanı terk ederek,iyi ameller işlemek.Allah tevbe ile kendine dönenleri sever.
Allah(c.c) müttakileri sever:Takva,dinin emirlerine sımsıkı sarılmak,yasaklarından kaçınmak ve nefsi günah ve kötülüklerden korumak.
Allah adilleri sever:Adalet,zulmetmeyip gönüllerde yer etmiş ve ortaya çıkmış olan kesin hükmü ve keyfiyeti yerine getirmek.Nefse değil,vicdana uyarak hareket etmek.Adalet kavramı,hikmet,iffet ve şecaat denilen üç faziletin birleşmesinden meydana gelir.dolayısıyla adalet bütün faziletlerin üstünde yer alır.
Allah sabredenleri sever;Sabır bir musibet aınıda nefse hakimiyet,cihadda gösterilen kahramanlık,sıkıntılı zamanlarda öfkesini yenebilmek,sözlerine hakim olabilmek anlamları ihtiva eder.
Allah(c.c):Mütevekkilleri sever:Allah muhakkakki kendisine dayanıp güvenenleri sever.
Allah kendi yolunda savaşanları sever.
Birde rabbimizin maddi ve manevi niğmetlerini düşünmek lazım.tüm sebze ve meyvelerin şekilleri tatları,renkleri koku ve rahiyaları ne hoş birde meyve ve sebzelerin hikmetleri, vitaminleri minarelleri ne kadar enfa, işte rabbimizin sayılamıyacak kadar çok olan niğmetlerine karşı hamd tefekkür ve şükretmeliyiz Rabbimizin maddi niğmetleri kadar manavi niğmetleride vardır. Korku ,sevgi umut, saygı, muhabbet, hürmet iman, zühd, takva, tevekkül, teslim, tefviz, isar cennet,rüyetullah, gibi. Rabbimizin her isim ve sıfatı ona açılan bir pencere gibi görmek lazım, ,öyle ise Rabbimizin isim ve sıfatlarının her birinin anlamlarını öğrenip,Allah(c.c) isim ve sıfatlarının anlamlarıyla hareket etmeyi kendimize şiar edinmeliyiz(Sıbkatullah:Allah'ın boyası ile boyanma makamı).Rabbimizi bizleri hiç yokdan var ettiği için ve bizleri envay çeşitli niğmetleriyle yaşamımızı devam ettirdiği ve dahi bizleri öldürüp sonra ebediği bir hayat sürebileceğimiz şekilde tekrar diriteceğini kuranı kerimimizde vaad ettiği için çok sevmeliyiz ve sevinmeliyiz.Resulullah efendimizide,Allah emrettiği için vede bizlere islam dinini tebliğ edip ulaştırmak için çekmiş olduğu bunca dünyevi sıkıntılar meşşakketlere ve ızdıraplara katlanıp iman niğmetini gönüllerimize yerleşmesini sağladığı için çok sevmeliyiz.Bu hususu daha iyi anlayabilmek için,müslüman olmadan yaşamamız halinde ne hallerde olabileceğimizi düşündüğümüzde daha iyi idrak edebiliriz.
Rabbimizi'de onun gerek enfüsü ve gerekse afaki niğmetlerini tefekkür edebilirsek daha çok severiz Zira insan bilmediğinin düşmanıdır. Rabbimizi ne kadar çok tanımağa çalışırsak okadar severiz.Peki Allah dostları Rabbimizi nasıl severler,neden Allah dostları göz yaşı dökerler;.Allah dostları için bu dünya bir zindandır.Zindandaki insanın hali ise; acı,elem,keder,sızı,kaygı ve meşşakkettir.Hiç zindandandaki adam neşesinden ve sevincinden gülüp eğlenbilirmi. Eğer zindandaki bir insan sürekli gülüp eğleniyorsa,şarkılar söyleyip neşesinden raks ediyorsa o insana insan denilirmi. Belki böyle bir insana aklı başından gitmiş delidir denilebilir.İşte Allah dostları kendilerinin asli vatanı olan Cennet yurdundan ve asıl sevgili olan Rabbül aleminin huzurundan uzaklaşmanın acı ve hasretini duyarlar ve biran önce ona kavuşmayı isterler.(Mevlana H.z.şebi aruzu gibi).Onlara göre nasılki bir kamışlıkdan kesilerek kamıştan yapılan ney öz vatanından ayrı düştüğü için hazin hazin sesler çıkarıyorsa işte Allah dostlarıda bu dünyada kendilerini hazin bir gurbete düşmüş gibi kendilerini yaban ellerde görüp canandan ayrı kalmanın acısı ile yanıp kavrulduklarından, ayrılık acısı ve hicran duygularıyla dolup taşar ve göz yaşı dökerler ve Mevlana hazretlerinin neyi gibi inilerler..
Selam ve dua ile
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder