19 Ağustos 2014 Salı

günümüz TAGUTLARI

                          BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM                                                                                                                                                                                                                                        İnsanlar cahiliye döneminde kendi elleriyle taptıkları putlara taparlarmış,İslamiyetle birlikte diğer hanif dinlerde olduğu gibi gerek afaki putlar yıkılarak ve gerekse enfüsü putlar kırılarak kuranı kerim ve Resulüllah'ın tebliği ışığında tevhid inancına yönelinmiş,Bugün itibarıylada yine günümüzde dünyanın çeşitli bölgelerinde islamiyetle müşşerref olmamş insanların çeşitli nesnelere taptıkları görülmektedir. Esasen insan kalbi aynayi samed olduğndan bir şeye tapınma ihtiyacı mutlaka hissediyor ve tapınma gereği duyuyor.HAK DİN OLAN İSLAM DİNİNİ TANIMA ŞEREFİNE EREMİYEN BUDİSTLER ATEŞPERESTLER VE DİĞER BATIL DİNLERE İNANANLAR AYNEN KÜÇÜK BEBEKLERİN ANNESİNİN MEMESİ SANARAK PLASTİKTEN   YALANCI   EMZİKLERLE   OYALANAN BEBEKLER GİBİ HUREFELERLE OYALANIYORLAR.(Mehmet Kırkıncı hocamız)Günümüz basın yayın araçlarının bu kadar geliştiği bir ortama rağmen insanların helen müslümanlıkla tanışamamış olmaları ne büyük bir talihsizliktir. Belkide bu insanların halen sapık inançlarda kalmalarında biz müslümanlarında ihmali olsa gerek.Bu yazıda asıl maksatımız, sapık dinler değil,Bilhassa dindar gözüküpte gerek afaki ve gerekse enfüsü nesneleri ilah edinenler hakkında olacak;

         Gördünmü nefsini ilah edineni,Yine sevgili peygamber efendimiz tebük seferinden dönerken sahabe efendilerimiz soruyorlar bundan başka cihad varmıdır ya resulallah Peygamber efendimiz evet var diyor küçük cihatdan büyük cihada döndük.Büyük cihad nedir ya resulallah denildiğinde nefsin cihadıdır diyor.(Allahümme salli ala seyidina ve nebiyina muhammed).

Bazıları çocuğunun islam disiplinine göre yetişmesine gönlü razı olamıyor.Ve istiyorki çocuğu haram veya helal hiç farketmez tüm dünya zevklerini tatsın yaşasın istiyor.Yani çocuğunu yanlış seviyor,Çocuğu  için madi ve manevi her şeyini feda etmekle onu adeta ilahlaştırıyor.

Halbuki'' islamiyette helal dairesi geniştir her türlü zevke,keyfe kafidir''(üsdat Bediüzzaman Said Nursi),anne Çocuğunu islam terbiyesine göre yetiştirirken,baba ise, çocuğnu en çetin ve korkunç kabir azabından ve ahiret azap ve sıkıntılarından korumak için,çocuğuna dini akideleri öğretmeli veya islam terbiyesine göre yetişmesi için mutlaka gayret sarfetmeli.aklı başında olan insan Çocuğunu çok seviyorsa onu islam terbiyesine göre yetiştirerek,hem dünyada mutlu olmasını ve hemde ahirette kurtuluşuna vesile olmalıdır.

        Aşırı menfaat sevgiside günümüzün meşhur tağutlarındandır.Öyleki kişi,kimde azıcıkda olsa bir dünyalık  menfaati varsa o kişiye kul köle oluyor.Dünyalık menfaati yoksa çoğu kez duymamazlıktan veya görmemezlıkten geliyor.İsterse o kişi muttaki bir müslüman bile olsa,sanki onu yok sayıyor.Onun için varsa yoksa dünyalık dünya menfaati.Kişi bu şekilde menfaatlerini ve menfaatlerini temin edebileceği kişileri tagutlaştırmış oluyor.

      Hayvan sevgiside keza aynı,kişi kedisini veya köpeğini aşırı şekilde seviyor.Oysa hayvanlarıda hayvanlara layık oldukları kadar sevmeli onlara zulüm etmemeli,yaşamlarına yardımcı olunmalı fakat,Hayvan sevgisininde diğer sevgiler gibi tüm manevi benliğimizi ve kalbimizi kaplamasına izin verilmemelidir.Aksi olduğu taktirde adete onlarıda tagutlaştırmış oluruz.Her kime  veya her neye,Allah c.c.nun şevkatinden fazla şefkat gösterilirse o'şeye zülüm edilmiş olur.

     Birde Halkın baskısı ve korkusu var,İnsan hakdan korkması gerekirken halkdan korkuyor ve halkın tercihini önde ve revaşda tutuyor Ve halkı tağutlaştırıyor.H.z.Aişe Validemiz kendisinen nasihat isteyen bir sahabe efendimize bakın ne diyor;kişi halkı razı etmek için hakkı darıltırsa Allah,c.c. o kişiyi halkın eline birakır,yani inayet ve rahmetini kısar veye keser.Kimde halkın darılma ve kızmasına rağmen hakkı razı ederse Allah o kişiye yeter.Yani o kişiye rahmet ve inayetiyle yardım eder.

         Günümüzde kimileride parayı tağutlaştırıyor.Para kazanmak için helal haram hiç bir sınır tanımıyor,Bu devirde faizde haram olurmu diyenler var,bu husus ise kuranı kerimde açıkça belirtilmiştir.Yani faiz kesinlikle haramdır.Gel görkü müslüman açıkdan veya zımmi olarak faizle iş görüyor.Sonra karun gibi bir hal alıyor,malının  zekatınıda vermeğe eli varmıyor.Hasılı ayağı kayıp gidiyor. Gerek faiz konusunda ve gerekse zekat konusunda çok hasas davranan müslüman kardeşlerimizde az değil,Allah onlardan razı olsun.

        Malum kimi müslümanında bir makama gelince,adeta makamını tağutlaştırıyor ve ayağı kayıyor.Kişi makamının elden gitmemesi için girmediği şekil boya ve renk kalmıyor. Halbuki bilmiyorki onunda imtihanı makamla oluyor.Yani sana makam verilince görelim bakalım hakkımı tercih ediyorsun makamımı,Makam sevgisi ise dünya sevgisinin en büyüğü ve dünya sevgisinin başıdır.

         Bir diğer tağut ise şehvet;Şehvet ise birisi halk arasında yaygın olarak bilinen malum kadın erkek meselesi,Öyle insalarda varki maddi durumu iyi hiçbir dünya promlemi yok sadece işi gücü şehveti peşinde koşmak.Adamın kabir suali sırat köprüsü hesap mizan,cehennem gibi bir endişesi hiç yok.Aklına bile gelmiyor.Hayvanlar gibi belki daha aşşağı bir hayat seviyesini tercih ediyor.Her şeyi nefsine feda ediyor.Bu konuda yaşanmış ve halka mal olmuş kısa bir hikaye anlatmak istiyorum:Osmanlılar zamanında,bir vezirin kani isminde bir akrabası bir romen kızına aşık olur.Nihayet kız durumdan haberdar edilir.Romen kızı bizim kaninin iyiyden iyiye sırıl sıklam aşık olduğunu anlayınca,derki kani ile evlene bilmem için bir tek şartım vardır.Nedir şartın denildiğinde,eğer kani benim dinime girer ise,yani Hiristiyan olur ise,onunla evlenebilirim der.Bu haberi alan bizim kırk yaşındaki kani,

tarihi şu sözünü söyler''kırk yıllık kani olurmı yani''Bizde günümüz şehvetlerine karşı nefsimize kaninin söylediği gibi aynı sözlerle muhalefet etmeliyiz.Şehvetin bir başka tagutlaşan şekli ise;Yeme içme meselesi,kişi belki bir kebap yemek için bir şehirden başka bir şehre kadar gidebiliyor.Veya Ev Araba zevk ve şehveti gibi işi gücü dünyalık peşinde koşmak oluyor. İşte bu sayılanlar gibi bir çok tagutlara tapılıyor.İşin garbi neye taptığınıda bilmiyor.Böylece insan nefsinin her istediğinin peşinde koşmakla, insan nefsini ilah edinmiş oluyor.O istiyorki canı ne istiyorsa onu yiyip içsin,Canı kiminle konuşmak istiyorsa onunla konuşup onunla ünsiyet etsin.''NEFSİNİ HEVASINI PUT EDİNENİ GÖRDÜNMÜ(45/23).Oysa gerek afakda ve gerekse nefsinde insanın ilk tercihi Rabbül alemin olmalıdır.Çünkü mülk onundur.Biz onun hem mülküyüz hemde memlüküyüz(Allahın köleleriyiz) öyle ise ondan izinsiz onun mülkünde tasarruf etme yetkimiz yoktur.(Haramlara giremeyiz,Haddimizi aşamayız.)Ve her sevgi korku endişe iradi tercih.akıl,hayal,sevinç v.s tüm duygu ve düşüncelerimizde Allah(c.c) rızasını gayei maksat yapmalıyız.Her işimizde niyetimiz Allah(c.c.)rısanı kazanmak olmalıdır.

''Maksudun her neyse mabudun odur''(İ.Rabbani)

      Bu kadar kirlenmiş bir dünyada nefsini ve malını temiz tutabilen az'dan'da az insanlara

                                 SELAM OLSUN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder