BİSMİLLAHİRRAHMENİRRAHİM Günümüz insanlarından iki konuda hiç cahil göremeyiz. Bunlardan birisi siyaset,ikincisi ise dini konulardır.Bakarsınki kahve önlerinde veya çeşitli topluluklarda insanlar hiçde üzerlerine vazife olmadığı halde siyaset konuşuyorlar,veye çeşitli eğlencelerle en değerli sermayesi olan ömür sermayesini en değersiz şeylerde harcıyorlar. Öyleki siyaset konusunda sanki her insanın söylüyeceği bir sözü vardır adeta.
Ey kardeş kendimize gelmeliyiz ve aklımızı iyi kullanmalıyız Bu dünyaya hangimizin daha güzel ve faydalı işler yapacağımızı denemek için gönderilmişiz.Zaman ise en kıymetli sermayemizdir.Bu nedenledirki sahabe efendilerimiz Allah (c.c.) zikrinden geri kalmamak ve vakitlerini boşa harcamamak için hamurun pişmesine dahi vakit harcamadan bulamaç yapıp yemişler. Bizim gibi pişmiş yemeği daha fazla lezzet almak için birde fırınlamasını beklememişler.Bu konuda bir kıssa;Şeyh efendilerinden birisi bir müritle hac yolculuğuna çıkarlar,yolculuk boyunca hep Allah(c.c) zikir,tesbih ve ibadetle geçer,Yalnız şey efendi mürüde senin adın ne diye sorar,
müritde,ben falanca oğlu filan(Dedesinin ve babasının isminide zikreder).yani tüm hacca gidiş ve dönüş süresine bu kadarcık konuşurlar.Nihayet hac yolculuğu sona erince şeyh efendiden mürüdin refakatinden memnun olup olmadığı sorulunca,şeyh efendi iyi fakat biraz geveze der.Ben ona ismini sordum o bana atalarınında ismini saydı der.işte zamanın kıymetini anlamak
Bir başka kıssa.Bir islam alimi,velasri suresindeki Allah(c.c) asra yemin etmesini bir türlü çözemez.Zamanın ne hikmeti varki rabbimiz asra yemin ediyor diye düşünür dururken,
çarşıda buz satan birisiyle karşılaşır.Telaş içinde çığırtğanlık yaparak buz satan bu adama,derki nedir bu telaşın kardeşim ihtiyacı olan buzunu alır.Neden bu kadar telaş ediyorsun.Adam derki durmuyor muhterem durmuyor sıcakdan buzlarım eriyor. O Allah dostu meseleyi hemen anlar
Demekki zamanda böyle her an eriyor.Onu değerlendirip zamanı Rabbimizin izni dairesinde kullanarak fanilikden bakiye tebdil etmeliyiz.Bu dünyada vaktini bekaya tebdil edenlere ne mutlu,ne bahtiyar o insanki bu fani dünyada,kendisine;kabirde
arkadaş, sıratta yoldaş,cennette çeşitli niğmetlere dönüşecek baki bir ahiret hayatını bu dünyada kazanmıştır.
İkinci bir husus ise,dini konularda sanki herkesin kafasına göre söylüyebileceği bir sözü oluyor.Yani bir çok kişi kafasına göre dini konularda yorum yapmağa çalışıyor.
Ey kardeş;Peygamber efendimize bir husus sorulduğunda eğer o konuda veya benzer olaylar hakkında bir ayet inmiş ise sorunun cevabını açıklarlar ve sahabe efendilerimizin sorunlarını çözerdi, eğer sorulan soru veya benzer olaylar hakkında bir ayet inmemiş ise, cevap vermez sukut ederlerdi,
nihayet o konuda vahiy geldiğinde cevap verirlerdi.Dini konularda herkesin kafasına göre ahkam kesip fetva vererek dinimize bidatlar sokmamak için denilmişki;Fetvaya ehil olmayanın fetvasında isabet ederse bir günah,eğer fetvasında isabet ettiremez ise iki günah işlemiş olur.Fetva ehlinin ise fetvaya teşviki için, fetva vermeğe ehil olanın(müceddit alimler,her yüz yılda bir.her bin yılda ise bin yılın mücedditi gelir,yani gönderilir) fetvasında isabet ettiremez ise bir sevap,fetvasında isabet ettirir ise; iki sevap kazanır denilmiştir.
Gelelim asıl meselemize Müslüman kimdir;Bir gün Resülallah efendimiz sahebe efendilerimizle oturuyorken temiz giyimli birisi gelir.İman nedir Ya resulallah diye sorar,Resulallah efendimizde imanın şartlarını sayar,sonra islamı sorar,Resulallah efendimizde islamın şartlarını sayar,sonra Resulallah afendimize ihsanı sorar.İhsan nedir Ya Resulallah der.Peygamber efendimizde; İhsan kişinin Allah'ı(c.c)görüyor gibi ibadet etmesidir der. biz onu göremiyoruz ama o bizi görüyor.Sonra Resulallah efendimizden kıyamet saatinin nezaman olacağını sorunca,Peygamber efendimizde,soru sorulan bu hususda sorandan daha bilgili değildir der.Sonra Resulallah efendimiz sahabe efendilerimize bu soruları soranın yanına getirmelerini ister,fakat soru soranı bulamazlar.Sonra Peygamber efendimiz,soru soran Cebraildi,size dininizi öğretmek için gelmişti,der.
Bizim dinimiz islam; Sadıkıl vaadil emin olan Resulallah efendimizin talim ve sünnetiyle ekmel bir şekilde tamamlamıştır.Günümüzde ise kim olursa olsun,isterse ilahiyatçı prof'lar olsun,bana göre şöyle,benim görüşüme göre böyle gibi, saçma sapan görüşleriyle veya zaruretten doğan bazı fetvaları sanki bugün tüm müslümanların bu görüşlere göre islamı yaşamaları gerekiyormuş gibi fetva vermeleri islama bidatlar sokmaları insanların kafasını bulandırmaktan başka bir işe yaramıyor.Bir kimse islamı konularda bana göre şöyle veya böyle diyebiliyorsa,o kişinin o anda adını hatırlıyamadığı bir ayet meali veya hadisi şerif veyahutda müceddit bir alimin görüşü olmalıdır. Biz müslümanlar aynen ebu bekir sıddık efendimizin dediği gibi demeliyiz.o ne demişti.Resulallah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) miraçdan döndüğünde, mekke müşriklerinden bir kaçı, ebu bekir efendimize gelerek senin arkadaşın bu gece miraca gittiğini, Rabbi ile görüşüp geldiğini sölüyor(yani kafirlere göre bu kadarda yalan olmazki anlamında) Ebu bekiri sıddık efendimiz bakın onlara nasıl cevap veriyor.Tek kelime ve hiç bir yorum yapmadan Bu sözleri o 'mu söylüyor.Evet ya Senin arkadaşın Muhammed söylüyor.(a.s.m)"O SÖYLÜYORSA DOĞRU SÖYLÜYORDUR". der.İşte kardeşim müslüman bu,yoksa bana göre sana göre değil islam Resulallah efendimiz ne getirmişse aynen biat etmeliyiz.
Nefsimize veya diğer insanlara göre hoş görünmek veye dikkat çekip meşhur olmak için değil.Allah ve Resülünü razı etmek için kuran ve sünnetine tam ittiba etmeliyiz.Halkı değilde Hakkı memnun etmeliyiz. Halk peres değil Hak peres olmalıyız.
Müslüman; Düşmanlarına karşı sulhkerane muamele eden,yani barışık bir vaziyette yaşayan ve dostlarına karşı ise; mürüvetkerane hareket eden.Yani dostlarının acı ve sevinçlerini paylaşan, gerektiğinde iyilik yapan ve hatalarını yüzlerine incitmeden söyleyip nasihatta bulunan ve dahi müslüman; elinden ve dilinden diğer insanların emin olduğu kişidir.(Mümin : insanların ırızının,namusunun, şerefinin,sırrının,nefsinin,malının zarar görmeyecegi hususunda, güvenilip itimat edilebilecek kimsedir.) .... ......
SELAM VE DUA İLE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder